9-12 Aylık Bebeğinizin Fiziksel Gelişimi

Bebeğinizin Fiziksel Gelişmesini Teşvik Edin: 9-12 Ay

Bebeğinizle yapacağınız “oyun zamanı etkinlikleri”, bebeğinizin fiziksel gelişimini hızlandırırken sizinle arasındaki bağı da kuvvetlendirecektir.

Onun seviyesine geçin

Bebeğinizle yere yatın. Oynadığınız oyuncaklar, renkler ve şekiller hakkında konuşun. Ona bir top atın ve topu size yuvarlaması için onu teşvik edin.

Sizinle birlikte sürünmesine izin verin

Yere yatın ve bebeğiniz sürünürken izleyin. (Bunu cesaretlendirmeden yapacak ve yıllarca yapmaya devam edecek.) Sizi bir destek olarak kullanırken kendini ayakta tutacak.

Bir engel parkuru oluşturun

Bebeğinizin geçmesi için bir engel oluşturun. Kutulardan, sandalyenin altından veya kanepenin arkasından yapılan tünelleri tırmanmayı sevecektir.

Yuvarlanmak

Toplar ve arabalar gibi yuvarlanan, hareket eden oyuncaklarla oynayın. Bebeğiniz oturup bu ileri geri itme hareketini sizinle veya kendi başına öğrenecektir..

Hanimiş hanimiş burdaymış

Ellerinizi, battaniyenizi veya havlunuzu kullanarak bebeğinizin gözlerini kısa bir süre kapatıp sonra gözlerini kapattığınız şeyi indirip sizi görmesine izin vererek bu oyunu sürdürün.

Bir pasta patlatma

Bebeğinizle pat-kek yapın, alternatif olarak ellerinizi çırpın ve ellerini sıkın.

Çocuğunuzu yetiştirme

Çocuğunuzu yetiştirme: Komple İllüstrasyon Kılavuzu, ebeveynleri yeni bir davranış serüvenini, gelişmeleri ve bir çocuğun ilk altı yılındaki zorluklarla yönlendiren bilgi dolu bir rehberdir. Çocuğun ilk altı yıl boyunca sağlıklı gelişimini sağlamak için gerekli bilgi, uzman tavsiyesi, pratik çözümler ve anahtar seçimlerle doldurulur ve bunları sonraki gelişim aşamasında başarı için kurar. Çocuğun gelişim aşamasını anlamanın yanı sıra, okuyuculara, her yaşta ve evrede fiziksel, duygusal, entelektüel ve davranışsal gelişimi en üst düzeye çıkarmak için çocuklarıyla birlikte kullanabilecekleri ebeveynlik teknikleri ve etkinlikleri verilir.

Oyuncak Satın Alın.

Bu fotoğraf çekimi için kullandığımız sevimli ürünleri ve oyuncakları seviyor musun? Bebeğiniz için ürünler bulmak için aşağıdaki satın alma kılavuzunu kullanın.


Bebeğinizin Duyusal Gelişimi-Dokunma

Dokunma bebeğinizin önemli duyularından biridir. Dokunma, bebeğinizle bağ kurmanızda hayati bir rol oynar. Aynı zamanda bebeğinizin ihtiyaçlarını ve isteklerini bildirmesine, diğer insanlarla etkileşime girmesine ve ortamını keşfetmesine yardımcı olur.

Bebeğimin dokunma hissi nasıl gelişir?

Bebeğinizin dokunma hissi anne karnında gelişmeye başlar ve ilk yılını takip eden süre boyunca gelişmeye devam eder.

Yeni doğan

Bebeğiniz doğduğunda cildi çok hassastır. Vücudunun dokunmaya duyarlı ve aşırı hassas olan bölgeleri ağzı, yanakları, yüzü, elleri, karnı ve ayak tabanlarıdır.

Yeni doğmuş bir bebek için ten teması, bebeğin annesi ile bağ kurmasının ve iletişiminin hayati bir parçasıdır. Bebeğinizin tenine dokunarak onu rahatlatabilirsiniz. Ayrıca bebeğiniz onun tenine dokunmanıza kavrama refleksi ile cevap verebilir.

Bebeğinizin elini avuç içi yukarı bakacak şekilde çevirerek, avuç içini okşarsanız parmağınızı tutup kavrayacaktır. Aynı şekilde bir nesneyi avucunun içine koyarsanız aynı şekilde o nesneyi de tutacaktır. Bebeğiniz büyüdükçe bu tür yeni doğan reflekslerinin çoğu kaybolacaktır.

Bebeğinizin ağzı da çok duyarlıdır. Bebeğiniz ağzını da öğrenmek ve keşfetmek için farklı bir yol olarak kullanacaktır.

Bebeğinizin yanağına hafifçe dokunduğunuzda, dokunuşunuza yanıt vererek başını çevirip ağzını dokunuşunuzu keşfetmek için kullanacaktır.

1.ay

Birinci ayda genellikle bebeğinizin elleri kapalı, yumruk şeklinde olacaktır. Fakat elleri açık olduğunda parmağınızı avucunun içinde hissedip parmağınızı kavramaktan da hoşnut olacaktır.

2.-3. ay

Bebeğiniz onu tutmanızdan ve ona dokunmanızdan hoşlanıyor. Size dostça dokunmalarla parmaklarınızı kavrayarak cevap verebilir. Bebeğinizin dili, dudakları ve ağzı yumuşak ve hassas durumdadır ve yumuşak bir oyuncağı çiğnemeye çalışıp ısırdığında, ağzını oyuncağın dokusunu ve yüzeyini hissetmek ve araştırmak için kullanmaya çalışır.

Bebeğiniz cisimleri kavrayıp kendi alamaz fakat farklı nesnelerin ona verilmesinden mutluluk duyar. Sert ve yumuşak eşyalar arasındaki farkı fark edebilir.

4. ay

Bebeğinizin kasları büyüdükçe ve güçlendikçe, (özellikle de kollarındaki ve ellerindeki kaslar) nesnelere uzanmaya ve nesnelere dokunmaya başlar.

5. ay

Bebeğiniz artık nesneleri iki eliyle tutarak kaldırıp hareket ettirebilir fakat hala dokularını ve yüzeylerini hissedebilmek için ağzını kullanır.

Bebeğiniz büyük ihtimal suyun içinde olma hissinden mutluluk duyacaktır ve aynı şekilde banyo yaparken etrafa su sıçratmak da onu fazlasıyla memnun edecektir.

6. ay

Bebeğinizin dokunma hissi gelişiyor. Elini uzatmayı ve nesneleri her iki eliyle de tutmayı öğrenirken sıklıkla nesneleri bir elinden diğerine geçirir. Dokunduğu ve etkileşime girdiği oyuncaklardan hoşlanır. Bebeğinize dokunulduğunda ses çıkaran oyuncaklar vererek onu teşvik edebilirsiniz.

7. – 8. ay

Bebeğinizin düzlemsel farkındalığı gelişiyor. Dokunma hissiyle birlikte, düz ve üç boyutlu nesneler arasındaki farkı ayırt edebilir. Bebeğiniz tutulabilen veya tutma yeri olan bükümlü veya eğrilmiş oyuncaklara dokunmaktan veya oyuncakları tutabiliyor olmaktan mutluluk duyacaktır.

Bebeğiniz emeklemeye başlamış olabilir. Bebeğinize dokunması ve keşfetmesi için daha fazla nesne verebilirsiniz.

9. – 10. ay

Emeklemeye başlayan bebeğiniz eskisinden çok daha fazla hareketlidir ve etrafta dokunacağı çok daha fazla nesne olduğunun farkına varmaya başlar.

11.-12. ay

Bebeğiniz, bir yaşındayken sert, yumuşak, soğuk, ıslak, yapışkan ve sivri her türlü dokuyu keşfetmeye ve algılamaya başlar. Artık nesneleri incelemek ve hissetmek için ağzını kullanmak yerine ellerini kullanır.


Bebeklerde Beyin Gelişimi

Bebeklerde beyin gelişimi konusunu ele alırken özet olarak en önemli 2 lobdan bahsetmek gerekir:

Frontal lob

Beynin frontal lobu alnının arkasında bulunur. Frontal lob, yürüme, konuşma, problem çözme, duyguların bazı yönleri gibi davranışları ele alır. Bu alandaki gelişme, bebeğiniz daha hareketli ve sözlü hale geldiğinde olur. Bu da yaklaşık 6 ay ile 12 ay arasında hızlanır.

Bebeğiniz gıdıklanmaya başlayınca, beyninin sol kısmı aktivite ile aydınlanır. En sevdiği ninniyi dinlediğinde veya bir oyuncak parçasının iç içe girdiğini gördüğünde beyninin sağ tarafı hareket halindedir.

Çoğu insan için, dil üretimi beynin sol kısmı tarafından kontrol edilirken, sağ taraf konuşmanın duygusal içeriğini kendi tonu ve ritmiyle yorumlamaktan sorumludur.

Frontal lob zamanla olgunlaşır ve gelişmesi yıllar alır. Yeni işlevler, çocukluk çağında sürekli olarak eklenir. Beyin çocukluk çağında o kadar aktiftir ki ortalama 5 yaşındaki kişi, tükettiği kalorinin yarısını onu beslemek için kullanılır.

Temporal lob

Temporal lob, işitme, koku ve dil anlama özelliklerini kontrol eder. Öğrenmeyi, hafızayı ve duygusal tepkileri etkinleştirmek için amigdala ve hipokampüs ile birlikte çalışır.

İşitme, bebekler arasında tamamen gelişmenin ilk adımlarındandır. Doğumdan birkaç dakika sonra yeni doğan çocuklar şaşırtacak şekilde yüksek sesle ağlarlar. Çünkü bu erken fiziksel gelişim, bebeğiniz doğmadan çok önce gelişir.

Araştırmalar, iç kulağın doğumdan önce tam olarak oluşmuş tek duyu organı olduğunu gösteriyor. İç kulak, hamileliğin ortasında erişkin boyutlarına ulaşır.

Koku, bebeğinizin hayatının başında gelişir. Araştırmacılar, 7 aylık gebelik haftasında doğan prematüre bebeklerin kokulara tepki verdiğini ve bu nedenle kokuların tespit edilmesine yönelik gerekli araçların doğumdan önce bile işlev gördüğü anlamına geldiğini söylüyor.

Yenidoğanlar, ilk günlerinde dahi kokulara tepki göstererek çürümüş yumurta gibi nahoş kokulara buruşmuş bir yüz ifadesi gösterirken şekerli kokularla gülümserler. İlk haftasının sonuna kadar, bir bebek annesinin sütüne batırılmış emziğine yönelebilir hale gelir, ancak diğer emziren annelerin sütlerini görmezden gelirler.


Bebeğiniz İnsanları Hatırlamaya Ne Zaman Başlar?

Uzmanlara göre küçük bebeklerin hafızaları henüz çok fazla gelişmemiştir. Bunun sebebi nesneleri ve insanları hatırlamalarını sağlayacak hafıza bölümlerinin henüz gelişmemiş olmasıdır. Bebeklerin hafıza bölümleri 6 aydan itibaren gelişmeye başlar. 6. aydan itibaren bebekler bir şeyleri hatırlamaya başlayabilir. Uzmanlara göre bebeklerin kişileri hatırlaması, onları görme sıklığıyla yakından ilişkilidir. Örneğin bebeğiniz her hafta büyükanne ve büyükbabasını görürse muhtemelen 6 veya 9 aylık olduğunda onları tanıyacaktır. Hatta onları her gün görürse hafızası tazeleneceğinden, tanımaya başlaması için birkaç hafta dahi yeterli olacaktır. Yüzleri bebeğinize tanıdık geldiğinde gülümseyerek bunu belli ettiğini görebilirsiniz.

Bebeğiniz ayda yalnızca 1 kez gördüğü birini hatırlayamadığı zaman şaşırabilirsiniz. Bebeğinizin ayda 1 kez gördüğü insanları hatırlaması birkaç yılını dahi alabilir. Bebeğinizin hafızasını güçlendirmek için daha önce gördüğü insanların resimlerinden veya görüntülü görüşmelerden de yararlanabilirsiniz. Yalnızca kişileri hatırlamasıyla ilgili hafızasını geliştirmek dışında bebeğinize rutinler oluşturmak ve benzer şeyleri izletip göstermek de hafıza bölümünü geliştirme konusunda oldukça işinize yarayacaktır.

Bebeğinizin genel hafızasında nesneleri ve insanları tanıma durumu farklı şekillerde çalışır. İnsanlar değişebilir ve farklı zamanlarda farklı şekilde görünebilirler. Bebeğinizin değişen kişileri hatırlaması, insanları hafızasına ne şekilde kaydettiği ile çok yakından ilişkilidir. Bu nedenle oldukça fazla insan görmesi ve bu insanları görme sıklığının hafızasını geliştirmesine katkısına oldukça şaşırabilirsiniz.


Bebeğiniz Nasıl Konuşur?

Ufaklıklar; fazla kelime bilmeyenleri de dahil, konuşmayı çok sever. Konuşmak eğlenmenin dışında iletişim becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. İşte bebeklerle nasıl konuşacağınıza dair 6 fikir:

Günü yeniden hatırlatın.

Bebekler için her gün bir maceradır. Bir elma satın almak, arabayı yıkamak ya da kuru temizlemeye bırakılan eşyaları almak, konuşmak için bahane olabilir. Yatmadan önce her gece, günün olaylarını konuşun. Çocuğunuz hâlâ bir ya da iki kelimelik konuşmalar yapıyorsa, çok özel sorular ile ayrıntıları öğrenebilirsiniz. Diyelim ki çocuğunuz size oyun alanına girdiğini söylüyor. Aşağıdakilere benzer sorularla daha fazla ayrıntı elde edin: Sizi oraya götüren kim? Kiminle oynadın? En çok hangi oyuncağı beğendin? Sorularınızı evet veya hayır cevabından daha detaylar cevaplar vermeye sebep olacak şekilde sorun. Günün olaylarını gözden geçirmek çocuğunuzun faaliyetlerini takip etmenize yardımcı olduğu için gündüz bakımındaki çocukların ebeveynlerine özellikle yardımcı olabilir.

Hikaye süresi boyunca duraklayarak okuyun.

İyi Geceler Ayı kitabını yüzüncü okumanızdan sonra, çocuğunuzun bu hikayeyi ezberlediğini öğrendiğinizde çok şaşırmayın. Onun sürekli gelişmekte olan sözel becerilerini uygulamaya koymak için becerilerini gösterebileceği bir yoldur. Favori hikayelerinden birini okumaya başlayın ve ara sıra bir kaç yeri okumadan boşlukları onun doldurmasına izin verin. Veya bazı bölümleri okuduktan sonra tekrar etmesini isteyin. Kitabı her okuduğunuzda öyküde farklı bir noktada durun ve böylece yeni kelimelerin telaffuzu üzerine çalışabilirsiniz.

Kelime oyunları oynayın.

Konuşma, oyuna dönüştüğünde son derece çekicidir. Küçük bebekler, "Bu Nedir?" Adlı bir oyundan hoşlanacaktır. Yeni bir çevrede olduğunuzda bu bir kafe, havaalanı veya pazar olabilir, bir şeylerin gösterip "Bu nedir?" diye sorabilirsiniz. Çocuğunuza doğru ismi bulması için yardım edin. Onu çok fazla zorlamaktan kaçınmak için birkaç basit nesneyle başlayın bu bir kedi veya bir çerez olabilir, o nesneyi bildiğine emin olun. Sonra her seferinde yeni bir sözcüğü söyletmeye çalışın. Eğer bilmiyorsa, cevabı fısıldayın ve onun söylemesine izin verin. Sonra nesnenin ne olduğunu ve nasıl çalıştığını ona anlatın. Örneğin: "Bu bir şemsiye, yağmurda ıslanmamak için şemsiye kullanıyoruz."

Yürümeye başlayan çocuklar "Devamında Neler Oluyor?" Adlı biraz daha karmaşık bir oyundan memnun kalacaklardır. Çocuğunuza bir öykü anlatmaya başlayın ve öykünün derinlerine inmeye başladıkça, öyküyü onun yönlendirmesine izin verin. Ona ‘’Köpek geldi mi?’’ veya ’’ Kimin yanına gitti?’’ gibi sorular sorarak öyküyü tamamlamasına yardım edin.

Telefonda sohbet ettirin.

Çoğu çocuk, konuşamadan çok önce telefonlara bir hayranlık duymaya başlar. Sohbet etmek için bu cazibeyi kullanın. Arkadaşlara ve aile üyelerinize merhaba demek için ona seslenin ve telefonu açık tutun. Hiçbir görsel ipucu olmadan dışarıdan gelecek bir yardım onu motive edecektir. Arayan kişiden basit sorular sormasını isteyin. Eğer onlara cevap veremezse, kendinize ait bazı sorularla rahatlatın. Örneğin, "Bugün öğle yemeğinde yediğiniz şeyi büyükanneye söyleyebilir misiniz?" Veya "Bu sabah kum havuzunda hangi oyuncakla oynamıştınız?"

Onu tartışmalara dahil edin.

Ufaklığınızı hafife almayın, evde olan biten her şeyi duyduğundan emin olabilirsiniz. Onu konuşmalara dahil etmeye çalışın, ona fikrini sorun. Örneğin, siz ve eşiniz banyoyu hangi renge boyamanız gerektiğine karar vermeye çalışıyorsunuz, çocuğunuza bununla ilgili sorunlar sorun. "Sence banyoyu hangi renge boyamalıyız ?" Söylediğinden daha farklı bir şey yapmaya karar verseniz bile, çocuğunuza yine de fikir sorabilirsiniz.

Onu videoya kaydedin.

Çoğu çocuk kamerada görünmeyi sever. Kamerayı açın, "kayıt" diye bağırın ve çocuğunuzun nasıl tepki verdiğini görün. Bazı çocuklar hiç cesaretlendirmeye ihtiyaç duymaz ve derhal harekete geçer. Diğerlerinin biraz daha cesaretlendirilmeye ihtiyaçları olabilir. Çocuğunuzun en sevdiği şarkıyı söylemesini isteyin. Bir dizi soru sorun, röportaj yapıyormuşsunuz gibi davranın. İlgilenmesi için de hemen videoyu oynatın. Kendisini gördükten ve duyduktan sonra, daha yüksek bir performans sunmak için daha heyecanlı olacaktır.


Bebeğinizin Tat Alma Duyusu Nasıl Gelişir?

Bebeğinizin tat alma duyusu doğum sonrasında son derece iyidir ve ağzındaki tat alma duyuları farklı lezzetlerle birlikte daha da gelişir.

Doğumdan 3. ayına kadar

Bu aşamada, bebeğinizin tat duygusu çok hassastır. Aslında bir bebek bir yetişkin ile kıyaslandığında ağzındaki tat alma tomurcukları yetişkinin ağzındaki tat alma tomurcuklarına göre daha güçlüdür. Yeni doğan bebeklerde tat tomurcuğu bademcikler ve boğazın arkasında olduğu kadar dil üzerinde de bulunabilir.

İlk üç ay boyunca, bebeğiniz tatlı ve acı tatları ayırt edebilir. Anne sütünün tadı gibi tatlı lezzetleri daha çok tercih ederler.

3-6 ay arası

3 aylıkken, bebeğinizin dili büyümüştür. Onun oyuncak ya da battaniye gibi şeyleri ağzına götürdüğünü fark edebilirsiniz. Bu, farklı dokuları ve zevkleri anlamaya çalışmak için dilini kullandığını gösterir.

Yaklaşık 5. ayda, bebeğinizin tat duygusu değişir ve tuzlu tatlara daha fazla tepki verebilir. Yine de bebeğinize bu aşamada tuzlu yiyecek vermek iyi bir fikir değildir.

6-12 ay arası

6 aylıkken anne sütü ve mamalardan sonra vereceğiniz katı yiyeceklerin tadı bebeğinizi şaşırtabilir. Sütün tadına alıştıktan sonra diğer gıdalara tepki vermesi gayet doğal bir durumdur.

Katı yiyeceklere başladığınızda, bebeğinizin hemen yeni yiyeceklerin tadını sevdiğini göreceksiniz. Belli gıdaları da reddetmesi muhtemeldir ve reddettiği yiyecekleri bir kaç kez daha yedirmeyi denemeniz gerekebilir. Uzmanlar, bebeğinizin besini beğenip beğenmediğine karar vermesi için en az sekiz kez denenmesi gerektiğini savunuyorlar.

Yaklaşık 7. veya 8. ayda bebeğiniz katı gıdaları kendi kendine denemek için gerekli becerilere sahiptir. Bu, yeni tatlar denemek ve çeşitli yumuşak meyve veya sebzeler yardımıyla farklı dokuları keşfetmek için iyi bir fırsattır.


5 Aylık Bebeğinizin Hareket Yeteneği

Dört ile beşinci aylar arasında çoğu bebek ilk büyük kilometre taşına erişir: Baş kontrolü.

Bu ayın sonuna gelindiğinde, bebek otururken başını sabit tutmayı başarabilir. Başını sağa sola çevirmeyi de öğrenebilir ki bu onun hareket eden cisimleri izlemesine ve farklı seslerin geldiği yönleri saptamasına olanak verir. Bebeğiniz tam olarak başını kontrol etmeyi öğrendikten sonra oturmak için gereken becerileri edinmiş demektir. Zaten bunun artık zamanı da gelmiştir. Bebeğin yaşı büyüdükçe sırtüstü ve yüzüstü yatmaktan sıkılmaya başlar ve oturarak daha fazla zaman geçirmek ister. Bu ay ve gelecek ay bebeğiniz kendi başına oturmaya uğraşacaktır. Yerde yüzüstü uzanıp oyun oynarken, oyuncakları görmek için başını ve göğsünü yukarı kaldırması, boyun kaslarının güçlenmesine ve baş kontrolü kazanmasına yardımcı olan ve oturmasını mümkün kılan yararlı egzersizlerdir.

Dönme

Bu aşamada bebek dönme girişimlerinde de ilerleme kaydetmektedir. Bu ayın sonunda, hiç yardım almadan her iki tarafa da dönebilir. Bebekler, önden arkaya ve arkadan öne dönmeyi öğrenince, gecenin ortasında sizin onu yatırdığınız sırtüstü pozisyonda kalmayıp dönebilirler. Böyle bir şey olursa, onu tekrar sırtüstü çevirmeye çalışmayın.

Uzanma ve elle kavrama

Beşinci ayda bebeğinizin bir oyuncağa veya herhangi bir cisme uzanmaya çalıştığını fark edebilirsiniz. İlk başlarda oyuncağa sadece ulaşabilir ama ilk denemesinde onu eliyle tutamayabilir. 4 aylık bir bebek cisimleri vurarak hareket ettirebilir. Ama zamanla avucuyla bastırıp parmaklarını cismin etrafında kıvırarak daha büyük cisimleri tutmayı deneyebilir. Bebek bir oyuncağı tutmayı başarınca, iki eliyle kavrayıp keyifle sallayabilir. Sallanan oyuncaklar onun için hâlâ eğlence kaynağıdır ve göz el koordinasyonunu daha da geliştirmesine yardımcı olur.

Zıplama

4 aylık bir bebek dik durmaktan, kucağınızda ayakta durmaktan ve zıplamaktan büyük keyif alır. Bebeğinizin zıplamaları normal gelişiminin parçasıdır ve kalçasına, bacaklarına ve ayaklarına herhangi bir zarar vermez. 5 aylık bir bebek tüm vücut ağırlığını bacaklarına verebilir. Tek başına ayakta durmasına ve yürümesine daha çok vardır ama yavaş yavaş daha çok hareket etme yolunda mesafe kat ettiğini görmemek de mümkün değildir.

Fiziksel aktiviteyi teşvik etmek

Bebek eşyaları satan mağazalara bir göz atıldığında, bebekler için satılan eşyaların çeşitliliğe şaşırmamak elde değildir; salıncaklar, portatif oyun parkları, bebek koltukları, sabit aktivite merkezleri, yürüteçler, bebek jimnastik aletleri ve ana kucakları. Bir sürü yeni beceri öğrenen bebeğe, aletlerle fiziksel destek vermeye çalışma fikri ebeveynlere cazip gelebilir. Bebeklere yönelik aletlerin çoğu, bebeğin oturma ve yürüme gibi yeni bir kilometre taşına erişmesine yardımcı olma amacıyla satılmaktadır. Peki ya doğru olan nedir? Bebeklerin motor becerilerini geliştirmek için en çok ihtiyaç duydukları şey, yanlarında duran ve kendilerini dikkatle izleyen bir büyükle birlikte çevrelerini araştırmalarına ve filizlenmekte olan becerilerini uygulamalarına izin veren güvenli ortamda hareket özgürlüğüne sahip olmaktır. Oyun zamanı bebeğin kendisine bakan kişiyle sıcak iletişim içinde olması da önemlidir.


Biberondan Bardağa Ne Zaman Geçilmeli?

Çoğu bebek yaklaşık 9 aylık olduğu zaman, motor becerileri bir bardaktan su içebilecek kadar gelişmiştir. Bu nedenle 9. Aydan itibaren alıştırmalara başlamanızı öneririz. İlk olarak içeceği şeyi yanlarından tutabileceği kulplu bir fincana doldurun ve çocuğunuza oradan içirmeyi deneyin. Bebeğinizin bardaktan içerkenki ilk denemesinde dökmesine göz yumabilirsiniz. Yanlarından tutabileceği bir fincanla birkaç hafta alıştırma yaptıktan sonra bir bardağı da tutmaya hazır olacaktır.

Bebeğiniz yaklaşık 13 ile 14 aylık olduğunda da tamamen bardağa geçmek için çalışmalısınız. Bu süreyi daha fazla uzatırsanız bebekler biberonlarına daha fazla bağlanırlar ve bu da sizin için uğraştırıcı bir süreç olur. Bebeğiniz biberonunu bir alışkanlık haline getirmeden ve daha fazla bağlanmadan bardak alıştırmalarına başlamalısınız. Bebeğiniz alışkanlık edindiği ve güvenlik nesnesi olarak bildiği biberonundan vazgeçme konusunda isteksizse, ona en sevdiği çizgi karakterin veya hayvan resimlerinin basılı olduğu bir bardak verebilir veya kendi bardağını seçmesine izin verebilirsiniz.

Peki çocuğunuz 14 aylık olduğunda hala biberon kullanıyor olması gerçekten kötü bir durum mudur? Bebeğiniz dişlerini çıkartma sürecindeyken ve yeni dişlerine sahip olmuşken ağzında devamlı olarak tuttuğu ve direk dişlerine temas eden bir biberon ucundan dolayı dişlerinin çürümesi tehlikesi yaşayabilir. Diş minesinin zarar görmemesi ve 6 yaşına kadar kullanacağı dişlerinin daha sağlıklı olmasını istiyorsanız biberon alışkanlığından vazgeçirmelisiniz.

Bir çocuğun dişleri, mamalar, içtiği sür veya tükettiği şekerli besinlerden dolayı çürümeye son derece açıktır. Bebeğiniz bir içecek içerken ağzındaki bakteriler içecekteki şekerlerden beslenirler ve 20 dakika boyunca dişlerinin üzerinde kalırlar. Bebeğiniz de yarım saat boyunca devamlı olarak biberonundan bir yudum alıyorsa devamlı olarak bu bakteri korozyonuna maruz kalır ki bu da zamanla diş çürümesine neden olur. Ancak içeceklerini bardaktan içmeleri içeceğin dişleriyle daha az ve daha kısa süre temas etmesini sağlar.

Biberonla diş çürümesinden kaçınmanın en iyi yolu bebeğinize verdiğiniz içeriği yaklaşık 20 dakika içinde bitirmesini sağlamaktır. Bitirdikten sonra da dişlerini temizlemek için bir fırça veya bez kullanabilirsiniz. Tüm bu sorunları daha kolay şekilde atlatmak için bardakla içme alışkanlığını en erken şekilde kazandırmanız gerekir.

Geri Dön


Bebeklerde Gelişim Tablosu

İlk ölçümler:

9 aylık doğan bebeklerin ortalama ağırlıkları 2,31 kg ile 3,9 kg arasında , boyları 48 cm ile 53 cm arasındadır. Kafalarının etrafı ise yaklaşık 34 cm dir.

Eğer çocuğunuz ortalamanın üzerinde ise muhtemelen ;

  • Siz ve partneriniz ortalamanın üzerindesiniz.
  • Bebeğiniz erkek.
  • Hamilelik sırasında bir diabet yaşadınız.
  • Hamileliğiniz gerekenden uzun sürdü.

Eğer çocuğunuz ortalamanın altında ise muhtemelen ;

  • Siz partneriniz ortalamanın altındasınız.
  • Bebeğiniz kız.
  • Hamilelik süresince yüksek tansiyona veya astıma maruz kaldınız.
  • Hamilelik süresince düzensiz biz beslenme alışkanlığınız vardı.
  • İki veya daha fazla bebek dünyaya getirdiniz.

Gördüğünüz gibi bebeğinizin boyutlarını etkileyebilecek çok fazla faktör mevcut. Bu sebepten dolayı bebeğinizin ileriki yaşlarda ki veya yetişkin döneminde ki boyutlarını tahmin etmek pek mümkün değil. Ortalamanın altında doğan bir bebeğin minyon biri olacağını veya ortalamanın üzerinde bir bebeğin büyüyüp uzun boylu ve kalıplı olacağını söylemek pek mümkün değildir.

İlk kontroller:

Çoğu ebeveyn bebeklerinin ilk günlerde ağırlık kaybetmesinden endişe duyarlar fakat bu normal bir durumdur. Çünkü bebekler fazladan vücut sıvıları ile birlikte doğarlar ve doğumu takip eden beş günde bu sıvılardan kurtulurlar. Sonra ki beş günde ise bu kaybettikleri ağırlığı geri kazanırlar. Yani yaklaşık olarak doğumdan 10 gün sonra doğdukları ağırlığa tekrar ulaşırlar.Çoğu bebek bu noktadan sonra hızla kilo almaya başlar.Her doğum kontrolünde çocuk doktorunuz düzenli olarak bebeğinizin kilosunu,boyunu ve kafasının çevresinin uzunluğunu kontrol eder.Söz konusu gelişim grafiği ulusal veriler kullanılarak oluşturulmuştur.Doktorunuz sizin bebeğinizle aynı cinsiyete ve yaşa sahip gelişim grafiğini kullanır.

  • Doğumdan bir aylık olana kadar, yeni doğan bebekler günlük yaklaşık 30 gram alır ve yaklaşık 2 santim uzarlar.
  • Devam eden üç aylık sürede, bebekler ayda yaklaşık 750 gram kilo alırlar ve yaklaşık ayda 4 santim uzarlar. Bu süre içinde bebekler kilolu gözükmeye başlarlar fakat hareketleri arttıkça bu yağlar kasa dönüşecektir.
  • İlk altı ayın sonunda çoğu bebek doğumdaki ağırlıklarının yaklaşık iki katına ulaşırlar.
  • İlk bir yılın sonunda çoğu bebek doğumdaki ağırlıklarının yaklaşık üç katına ulaşırlar ve doğumdaki boylarının yaklaşık 25 cm üzerine çıkmış olurlar.
  • İkinci yılın sonunda çoğu bebek doğumdaki ağırlıklarının yaklaşık dört katına ulaşırlar ve doğumdaki boylarının yaklaşık 35 cm üzerine çıkmış olurlar.

Doğumdan sonraki kontroller sırasında doktorunuz bebeğinizin boyu ve kilosuna ek olarak kafasının etrafını da ölçerek bebeğin beyninin büyümesini de gözlemler. Bebeğinizin beyninin büyüyebilmesi için bebeğinizin kafatasının da büyümesi gerekir. Dört ay boyunca bebeğinizin kafası hızla büyüyerek doğumda ortalama 33 cm olan kafa çevresi uzunluğu birinci yılın sonunca yaklaşık 45 santime ulaşacaktır. İkinci yılda ise yaklaşık 3 santim daha büyüyerek yetişkin bir kafa büyüklüğüne yaklaşacaktır.

Bebeğinizi emzirmeniz veya biberon ile beslemeniz bebeğinizin ilk iki aydaki büyüme ortalamasını etkileyecektir. Emzirilen bebekler ilk ayda daha hızlı büyüme göstermelerine rağmen devam eden ilk yıl içerisinde biberon ile beslenen bebeklere göre daha yavaş büyüyeceklerdir. Emzirerek veya biberon ile beslenme uzun vadede benzer şekilde etkisini gösterecektir.

Çoğu ebeveyn, bebeği ortalamanın üzerine çıktığında ve altına indiğinde durumla ilgili endişelenmeye başlar. Bu endişelerin kabul edilebilir olması ile birlikte bebeğiniz sürekli ve düzenli olarak büyüyorsa muhtemelen bir problem olmadığını da aklınızdan bir köşesinde tutmanızda yarar var.

Gelişim modelinin değişmesi durumu

Genellikle bebekler ilk altı ayda istikrarlı bir büyüme modeli sergilerler. Fakat bazen bebeğin büyümesi daha önceki istikrarlı durumundan sapabilir ama bunlar her zaman bir sağlık sorununa işaret değildir.

Genetik dışında, bebeğinizin aktivite seviyesi kilo alımında yavaşlamaya neden olabilir. Gezinmeye, gezmeye veya yürüyüşe yeni başlamış olan bir bebek, zamanının çoğunu tek bir yerde oturan bir bebekten daha fazla kalori yakacaktır. Dahası, dünyanın harikalarını keşfetme kapasitesini fark etmiş bir bebek, kendisini durdurmak ve yemek için fazla istekli olmayabilir.

Son olarak, hastalığın bebeğinizin ağırlığını azaltması ve büyüme modelini geçici olarak değiştirme potansiyeli de vardır. Ateş veya bir süre ishal veya kusma, bebeğin sıvı kaybetmesine neden olabilir ve kilosu düşebilir. Bununla birlikte, genellikle, soğuk algınlığı gibi hafif bir hastalık bebeğin genel büyüme oranını etkilemez.

Tabii ki, bir çocuğun büyüme modelindeki çoğu değişme normal yaşam değişiklikleri ile açıklanabilir, ancak çocuk doktorunuza çocuğunuzun gelişimi ile ilgili endişelerinizi daima söylemelisiniz. Değişim için bariz bir neden yoksa işleri daha da ileri götürmek ve değerlendirmek isteyecektir.

Sorunu Tespit Etmek

Çocuk doktorunuz bebeğinizin büyümesi hakkında endişeleniyorsa, çocuğunuzun beslenme alışkanlıklarını ve çocuğunuzun yemek yediğinden emin olabilmesi için bir gün içerisinde kaç kalori aldığını soracaktır. Buna ek olarak, doktorunuz bebeğinizin gelişimsel kilometre taşlarını, yakın zamandaki hastalıklarını, diğer davranış ve sosyal koşullarını sorar. Bebeği inceleyecek, fiziksel bir sorunun işaretini arayacaktır.

Bebeğinin büyümesi ve gelişimi, ebeveynler için büyük heyecan ve endişe kaynağı olan bir alandır. Bilgi almak, bebeği yeni doğan kontrollerine götürmek ve çocuk doktoruyla birlikte çalışmak, bu muhteşem değişim zamanlarında daha az endişeli olmanızı sağlar.


Bebeğinizin Tat Alma Duyusu Ne Zaman Gelişir?

Bebeğinizin kendi doğal merakı ve dünyayı keşfetme isteğiyle birlikte tat alma duyusu da zamanla gelişir. Bebeğiniz katı gıdalara başlamadan önce dahi farklı dokuları keşfedip lezzetleri beğenip beğenmediğini fark etmeye başlayabilir.

Bebeğinizin tat alma duyusu ne zaman gelişiyor?

Bebeğinizin tat alma duyusu rahimde gelişmeye başlar. Zaten gebeliğin 9. haftasına gelindiğinde, ağzı ve dili çoktan oluşmuştur.

Anne rahmindeki sıvı bebeği rahimde kuşatır. Bebeğiniz anne karnındayken akciğerleri ve sindirim sisteminin gelişimine yardımcı olan bu sıvıyı nefes alırken yutar. Yediğiniz yiyeceklerin lezzetleri kan dolaşımınızda ve anne karnındaki bu sıvıda bulunur. Dolayısıyla sizin yediklerinizin tadını bebeğiniz de bu sıvı yardımıyla alacaktır ve bu onun ilk tat alma deneyimidir.

Yeni doğan bebeklerin tat alma duyuları çok hassastır. Tatlı ve ekşi tatları gayet kolay tanıyabilirler. Zaman içinde limon yediğinde yüzünü ekşittiğini veya verdiğiniz tatlı besinlerden daha fazla istediğini görebilirsiniz.  Yeni doğan bebekler genelde tatlı şeyleri sever ve tercih ederler, anne sütünün tadını sevmelerinin sebebi de budur.

Tat ve koku duyuları birbirine bağlıdır ve bebeğinizin doğumdan itibaren tat almayla birlikte çok iyi bir koklama hissi vardır. Beslenmesi çeşitlendikçe yiyeceklerin kokularını ve anne sütünün kokusunu tanıyabilir veya koklayarak annesiyle başka annelerin kokularını birbirinden ayırabilir.