Bebeğin Gelişimi

Bu haftanın sonunda 9 ay 10 günlük hamilelik süresi dolacak. Gebeliğin 40. haftasında doğum yapma ihtimaliniz var. Ancak belki beklediğiniz gibi olmayabilir ve bebeğiniz biraz daha uzun süre karnınızda kalmaya karar verebilir. 40 haftayı geçen gebelikte endişelenmenize gerek yoktur. Tıp literatürüne göre, her şey yolunda olduğu sürece 42 hafta dolana kadar (9 ay 24 dün) bebeğin gelmesi beklenebilir. Böyle bir olasılıkta doktor bebeği daha sık takip etmeyi önerecektir. Bazı doktorlar 41 hafta dolana kadar doğumu beklerler. Ülkemizde doğumu bekleme süresi genellikle devlet hastanelerinde en fazla 41 hafta, özel hastanelerde ise 40 hafta dolana kadardır. Bu bekleyiş süresi özel doktorlar arasında değişiklik gösterir. 42 haftayı beklemeyen doktorların büyük bir kısmı, hukuki sorumluluk adına kendilerini riske atmamayı tercih ederler. 42 haftayı bekleyen doktorlar ise anne ve bebeğin doğasına güvendiklerinden, normal doğum konusunda deneyimli olduklarından ve her şey yolunda olduğu sürece tıbben 42 hafta dolana kadar bir sakınca olmamasından dolayı doğumu beklerler.

Siz zaten bu zamana kadar hangi haftaya kadar beklemek istediğinizle ilgili tercihinizi belirlemiş olmalı ve doktorunuzu da bu tercihinize göre seçmiş olmalıydınız. (Doğumdaki tercihler konusu ile ilgili ayrıntılı bilgi için 33. Hafta ve 34. Hafta yazılarımıza bakabilirsiniz.)

Bebeğiniz doğduğu zaman hemşire, bebeğin ağzındaki ve burnundaki mukus ve amniyotik sıvıları temizler. Doğumun son 3 ayında başlayan sürfaktan üretimi, doğumdan hemen sonraki aşamada görevini yerine getirerek akciğerlerin şişmesini sağlar. Bu da bebeğin dış dünyaya geldiğinde rahatlıkla nefes almasını sağlayacaktır. Prematüre bebeklerdeki sürfaktan üretimi tamamlanmamış olduğu için bu bebeklere yapay sürfaktan verilerek kuvözde solunum desteği sağlanır.

Doğum Sonrası Bebeğin Değerlendirilmesi

Eğer 40 hafta hamilelikte doğum gerçekleşmiş ise doğumdan sonra çocuk doktoru Apgar Skoru değerlendirmesi yapar. Değerlendirmede şunlar kontrol edilir:

– Hareketler ve kas tonusu,

– Nabız, yani kalp atış hızı,

– Yüz refleksleri (ağlama ve yüzünü buruşturma yanıtı),

– Cilt rengi,

– Solunum hızı ve efor.

 

Bu değerlendirmeler bebeğin ilk sağlık ölçüsü olan Apgar puanını belirleyecektir. Adını Amerikalı Doktor Virginia Apgar’dan almış olan bu değerlendirmede, bebeğe sağlık durumuna göre 2-10 arası puan verilir. 7 ve üzeri puan, bebeğin iyi durumda olduğunu gösterir.

Doğum Sonrası Ten Tene Temas Uygulaması Neden Önemli?

Bebekler doğduğunda cilt yüzeylerinde sanıldığı kadar kan olmaz. Doğumdan sonra anne ile çıplak şekilde ten teması için bebek önce bir havlu ile kolayca temizlenerek annenin kucağına verilebilir ve Ten Tene Temas uygulaması ile birbirlerine temas etmeleri sağlanır. Göbek kordonunun 1 dakika kadar bir süre geç kesilmesi; hem bebeğin güven duyduğu bir sembolden sakinlikle ayrılmasını sağlar hem de bebekte kansızlığı önler. Bebeğin doğumu gerçekleşir gerçekleşmez annesinin kucağına verilmesi, annesinin kalp atışları ile bebeğin sakinleşmesini sağlayacaktır. Doğumdan sonra bebeğin temizlik (yıkanma) veya aşı gibi uygulamalardan önce sadece ve sadece annesinin kucağına ihtiyacı olduğu düşünülerek, artık son yıllarda bu yöntem tercih edilir. Bazı devlet hastanelerinde bile tercih edilen Ten Tene Temas uygulamasının size de yapılmasını hamilelik döneminizde doktorunuzdan talep edebilirsiniz.

Doğumdan sonra, bebeğin Apgar testi sırasında ve sonrasında da annesinden uzaklaşmaması çok değerlidir. Acil bir durum yoksa bebeğin, ilk 45 dakika – 1 saat arasında annesinden ayrılmaması sağlanmalıdır. Böylece bebek en çok tanıdığı ses olan anne ve babasının sesiyle ve onların sarmalanmışlık hissiyle (doğal kuvöz etkisi) rahatlayarak kendini güvende hisseder. Doğumun hemen arkasından bebeklerin bu güvende hissetme ihtiyacının karşılanmasının; bebeklik dönemi de dahil çok daha sakin bir yapıda olmalarını ve hayata karşı güven duymalarını sağlayacağı belirtilir. Tüm bu uygulamaları önceden talep ederseniz doğum sonrasında hayal kırıklığı yaşamazsınız.

40 Haftalık Gebelik Bebek Hareketleri

40. hafta gebelikte bebeğiniz doğacağı anı beklerken elbette hareketlerine devam eder. Siz de bunları hissedersiniz. Hareketlerinde azalma olursa mutlaka doktorunuzu bilgilendirin.

Ultrason Görüntüsü

Doktorunuz bu haftada ultrason muayenesi yapmayabilir. NST cihazı ile bebeğin kalp atışlarını değerlendirmek yetebilir. Eğer ultrason ihtiyacı duyarsa, amniyon sıvısının durumuna ve bebeğin genel haline bakacaktır.

Anne Vücudundaki Değişiklikler

Artık doğuma hazırsınız.

40 haftalık gebelikte doğum belirtileri nelerdir? Bunu öğrenmek için 39 hafta yazımızda yer alan doğum belirtileri kısmına bakabilirsiniz.

Doğumun Evreleri

Doğum nasıl gerçekleşir? Anne adaylarının kafalarını en çok meşgul eden sorulardan biri de budur. İşte doğum evreleri…

Birinci Aşama

Gizli evre: Düzenli doğum kasılmaları ile (15-20 dakikada bir gelen 30-60 saniye süren) ve rahim ağzındaki mukusun (serviks) yumuşayıp incelip yavaşça açılmasıyla başlar. Bu evre en az 8 saat sürer.

Aktif evre: Rahim ağzındaki mukusun tamamen gelmesiyle açılma 3 santime çıkar. Kasılmalar daha düzenli ve ritmiktir (10-15 dakikada bir). Kasılmalar arasındaki süre önce 5 dakikaya, sonra da 2 dakikaya iner. Bu evrenin sonunda her bir kasılma 60-120 saniye sürer. Bebek doğum kanalında ilerledikçe serviks 4-9 santim arasında en hızlı açılma dönemini yaşar. Aktif evre süresi anne adayının doğum sayısına göre değişir. İlk hamilelikse her 1 saatte 1 santim açılır.

Eğer serviks 4-5 santim açıldıktan sonra doğum ilerlemiyorsa, doğum uzmanı ince uzun bir aparat yardımıyla rahim zarını açmayı önerebilir. Bu işlem rahim kasılmalarını hızlandırır ve bebeğin servikse daha çok baskı yapmasını sağlar. Bu acısız bir işlemdir. Bu işlem erken doğumda yapılmaz.

İkinci Aşama

Geçiş evresi: Seviksin daha da genişlediği ve tamamen 10 santim açıldığı evredir. Bu evrenin sonunda ıkınma isteği gelir. Ağrı açısından zor bir evredir, çünkü kasılmalar her 60-90 saniyede bir gelir ve ortalama 30-60 saniye sürer. Bu evrenin anne adayının doğum sayısına göre 20-50 dakika olması beklenir. 1 saatten fazla sürmesi istenen bir durum değildir.

Ikınma isteği: Bu aşamada, yani ıkınma isteği geldiğinde serviksin yeterince açılmış olması gerekir. Eğer yeterince açılmadıysa doğum destekçisi serviksin açılmasını sağlayacak şekilde anne adayının kısa kısa nefesler alıp vermesini sağlayacaktır. Bu nefes şekline odaklanmanız, ıkınmanızı önler. Serviks genişlemeden ıkınma gerçekleşirse bebeğin baş kısmı biraz uzamış olarak doğabilir (doğumdan bir süre sonra düzelir) ve annede vajinal yırtıklar oluşabilir. Doğal bir doğumda hedef serviksin yavaşça açılarak bebeğin yavaş çıkmasını sağlamak olmalıdır. Ebeniz sadece ıkınmanızı söylediği zamanlarda ıkınmalısınız. Bazı doğumlarda ıkınmaya bile gerek kalmadan bebek yavaşça doğabilir. Bu süreçte bebeğinizin nefessiz kalacağını düşünmeyin, çünkü henüz hava ile teması başlamamıştır. Nihayet bebek doğum kanalından kayıp çıktıktan sonra, doğum ağrıları da son bulur.

Üçüncü Aşama

Bu son aşamada göbek kordonu kesilir. Aynı zamanda da plasentanın ve zarların doğumu gerçekleşir. Plasentanın hızlı ve doğru bir şekilde çıkması sağlanmalıdır. Plasenta rahim duvarından ayrılırken bir kanama gerçekleşir. 5 dakika sonra bu kanama durur ve rahim kas duvarları sıkılaşmaya başlar.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Nasıl bir doğum hayal ettiğinizi doktorunuzla tekrar konuşun. Eğer ağrı çekmek istemiyorsanız epidural doğum yapabilirsiniz. Yalnız son yıllarda anne adaylarının fazlasıyla teşvik edildiği epidural anesteziyle doğumun avantajları kadar dezavantajlarını da bilip kararı o şekilde vermenizin çok daha önemli olabileceğini unutmayın.

Epidural Doğum

Avantajları

– Doğum eylemi uzadığında dinlenmeyi sağlar,

– Doğumun rahatsızlığını azaltır, bazı kadınların olumlu bir doğum deneyimi yaşamasına yardımcı olur.

 

Dezavantajları

– Epidural doğum, anne ve bebeğin doğasına bir çeşit ilaçlı müdahaledir. Bu sebeple de doğumu başlatan oksitosin hormonunu ve endorfin hormonunu engeller. Bu da bilinci olumsuz etkiler, kasılmaların zayıflamasına ve doğum eyleminin uzamasına neden olabilir,

– Ağır bir baş ağrısı oluşabilir,

– Kan basıncı aniden düşebilir. Bu nedenle de bebeğe yeterli kan akışını kontrol etmek gerekebilir,

– İğnenin sokulduğu yerde ağrı, sırt ağrısı, titreme, kulakların çınlaması, idrar yapma zorluğu veya mide bulantısı ortaya çıkabilir,

– Epidural ile olan doğumlarda ıkınma hissi azaldığından, forseps veya sezaryen gibi müdahalelere ihtiyaç duyulabilir,

– Yatakta belirli bir pozisyonda kalmak gerekeceği için doğum sürecinin yavaşlamasına veya durmasına neden olabilir (anne adayının hareketlerini kısıtlamasından dolayı),

– Bebeğin fetal kalp hızı değişkenliğinde bir artışa neden olabilir. Bu durumda da bazı müdahalelere ihtiyaç doğabilir (vakum, forseps, epizyotomi (vajinal kesi), sezaryenle doğum),

– Araştırmalar kesin olmasa da, emzirme sırasında gerekli olan prolaktin hormonunun salgılanmasını olumsuz etkileyebileceği için bazı bebeklerde emzirme zorluklarına neden olabileceğini gösterir,

– Düşük bir olasılıkla kateterin yerleştirildiği bölgede annede kalıcı bir sinir hasarı oluşabilir.

Sosyal Medyada Canbebe!

Sosyal medyada anneler ve babalardan oluşan topluluğumuza katılın. Bebeğimizle günlük hayatımız hakkında birbirimizle tavsiyeler paylaşarak şefkatli topluluğa yakın olun.

@canbebeturkiye@Canbebe@Canbebe